İçi Dışı

16 Mayıs 2011 Pazartesi

King'in Kubbesi'nin Altında

Hiç uzatmadan lafa gireceğim. Kitaplara olan aşkım, korku janrına olan düşkünlüğüm ile başladı. Hal böyleyken Dört Kafadarlar Takımı'nın Vampirlerin Gecesi kitabı ile çocukça bir heyecan içerisinde başlayan serüvenim, orta okul ve lise yıllarında farklı bir viraja girdi. Ülkemizde sıradan bir korku yazarıı zannedilen Stephen King ile tanıştım. "O" (IT) adını taşıyan kitabı, çocuklara dehşet saçan bir palyaçonun hikayesini, dostluk, aile içi şiddet, kaçışlar gibi temalar ile süsleyip harika bir 'hayat' panaroması şeklindeydi. Bu kitap ile başlayan King-severliğim, Kara Kule (The Dark Tower) adlı distopik kitap serisiyle birlikte (ki yakında filmleri ve dizileri ile karşımızda olacak) tavan yapmıştı. Paralel evrenler, Kara Kule'ye ulaşmak isteyen bir Silahşör, bir uyuşturucu bağımlısı, babasının zulmünden kaçan bir çocuk, bacakları yarıdan itibaren olmayan şizofren bir zenci kadından oluşan gurubun tam yedi kitap boyunca süren, hem karanlık hem de dramatik hikayesi, popüler edebiyat tarihinde kendine sağlam bir yer buldu.



Şimdi ise, O ve Kara Kule kadar güçlü dediği, New York Times'ın Mahşer (The Stand)'den sonra, King'in kalemini konuşturduğu bir baş yapıt, olarak tanıttığı Under the Dome (bizde Kubbe'nin Altında adı ile henüz yeni çıktı) için sonunda bir adım attım ve kitabı satın alarak en sonunda okumaya başladım. Açıkçası fazla ilerleyememiş olsam da, diyebileceğim, Stephen King yine karakter kurgulama ve kasaba yaşantısı, taşra insanı portreleri ile yine kendini kanıtlamış. Kaos, siyaset, güç kutupları, iktidarı elde tutmak isteyenler, korku...hepsi Under the Dome'un içerisinde.

1000 sayfalık kitabı nihayetine erdirdiğimde muhakkak ki bir inceleme yazısı yazacağım. Ancak şimdilik, sadece bir 'heyecan atağı' girdisi ile yazıyorum.

"Kubbe'nin altında kimse eşit değildir!"

1 yorum:

  1. ortaokul ve lise döneminde çılgını olduğum bir yazardır. onlarca kitabını okumama karşın hala kara kule alemine girişi yapamadım ki bu seriyi okumak hayatımdaki yapılacaklar listesinin başında. mahşer de favorilerimden biridir, belirtmeden geçmeyeyim. o halde bu yeni kitaba da bayılacağım. güzel bir haber oldu bu, teşekkürler:)

    YanıtlaSil